Sayfalar

11 Nisan 2014 Cuma

Zenciler sokağı valsi


-şimdi, bak Bünyamin
sen ceketinin iç cebinde ölüm ihtimaline karşı karanfil taşı
bir gün bir rus ile başımız belaya girebilir 
aslında rus ruleti için insanın çok fazla şansı olmaz 
ben tüm senaryoları kabul ediyorum 

şimdi selamsız mahallesinde gündüz vardiyası el aldı 
köşe başı esnaf tutan torbacılarımız, kafalarının açılmasından tuttukları güneş takvimine göre. kuytularda montlarının içine zulalandı 
servisler kalkıyor şimdi, insanlar gidecek
sistemin ta kendisine rüşvet vermek, hani şu eski alışkanlık
-hadi durmayın her hangi bir volkana bakire bir kız atalım 
paganizmin yanlış safhalarındayız şu aralar 
şimdi üsküdar iskele ıslak, gün boyunca dövecek onu ayaklar ve güneşin tunç çekici 
sizce de ıslanmak için gayet uygun bir zaman değil mi?

yaz günü kap kara bey abiler yolda
ihtiyar mahalleler, faşizmi görmüş arnavut kaldırımı eski sokaklar 
şu aralar kafa tamam ama
bedeli fazla
gitmek için şanslar 
evliya kaltakların koynunda 
nenni de nenni 
akşam nöbeti izmaritlerin aydınlattığı uzun sokaklardan sesleniyorum bundan eski 
çağrı hep aynı





sayfa iki


-Zenciler sokağında halsiz bir akşam

Uzakları görmüş adamları dinliyorum şimdi
Pasifiğin kıyılarında ki japon balıkcıları için şiirler yazmış pirlerden
sesler geliyor aklıma
dün gece her vakit sisteme baş gelme ihtimaline karşı
örgütlenmekten vazgeçmeyen bir genç kadın vardı masamızda 
o yüzden atmosferimizde hala biraz umut var
dört duvarın tüm hacmini paylaşan bir kaç aylak olarak
amerikan orta kuşağında trenlerde seyahat etmeye hak kazandık
orta avrupanın ara sokaklarını görebiliriz kendi gözlerimizle
Havana’nın o gelişi güzel sarı bahçelerinde ve film rulosu ihtimallerinde yürüyebiliriz artık 

bir gitarın 
avlusuna bırakılmışız
yann gibi it heriflerin kol gezdiği paris’te 
şimdi biz

hiç olmadığımız mutlu hayallerde ki ihtimallere dönüşürken
valize koyamayacağımız tek şeye tetikteyiz
sevdiklerimiz*
şu sıralar sevda piyasasında sigaralar kapanıyordu 
sanırım bu masada 

hala biraz umut var.
sanırım bazen olmayacak
sanırım evrenin bu cephesinde gardiyan içeri sigara sokmuyor 
sanırım bizim kohuşta* ranza altında jiletlerin üzerinde yazıyor adımız 

ağzım pas tutmuş özür dilerim
daktilo seslerine yetişemiyorum sayın hakim beyim
işin itina ile kısası şudur ki
"yaz kızım"
*mutluluk ihtimalleri içerisinden aşk kelimesi söküp alınacak
daha sade bir lügat içerisinde yürüyeceğiz
bozuk şiirler toplatılacak şehrin sokaklarından
kent meydanlarında yakılacak tekrar sarılıyor olabilme ihtimali
.
sonra 
.

sanırım az önce bir altı patların içine sürüldüm
ben ve 
sert çocuklar 
tetik nereye döndü 





sayfa üç

seni sevmediğim düşüncesi
hangimize kahır-ı bela pek çıkartamıyorum
ellerinle geçmişi tutuyorsun
bende bir köprünün ucunda öylece duruyorum
birbirimizi uzak ve güvenli mesafelerden anlayıp, sızlanmadan yürüsek
ben denizden korkmuyorum
belediye otobüslerinden belki
ama denizlerden korkmuyorum
hiç bir zaman anlamıyorum amerikan filmlerinde ki martini keyfini
kaç zeytin?
çalkalanmış ama karıştırılmamış mı
yoksa tam tersine mi volta almak istersin
hemen sıkılıp kalkma
bir sigara daha sarayım, ellerim titresin
bir ömrün sonuna kadar uzansın
ihtimallere karşı seni ceketimin altında taşıyayım
seni sevdiğimi söyletmiyorlar bana
ince bir jiletle tutmak istiyorum yüzünü
kırmızı bir göğsüme
bir yüzüne
unutmayalım ki hepimizin dönüp dolaşacağı yer
Metin Kaçan'ın mezarı olacaktır
Sen dua biliyor musun
Ben ancak saygımdan büyük harfler ile başlayabiliyorum
Neyse şu çayımı da içeyim de kalkarız
ansızın bir orta Anadolu şehrinde tekrar karşılaşmamız ihtimalini sen istemiyorsan, ben alıyorum
sayfalar ilerler bir vakit
kafiyeyi siker atarız 

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Çünkü size aşık oldum bayım. Köşe başında bekleyiniz.

Unknown dedi ki...

beyinde de tablolar cizilmiş,tebrikler