Sayfalar

29 Ocak 2015 Perşembe

cemal sürreal

hayatın her alanda getirdiği, götürdüğünden fazla olacaktı
henüz hastanede, küvezde ya da bilmem kaç santim içerde bunu kabullenmiştik
şuursuz doğduğumuz için kabullenmediğimizi iddia edebiliriz.
edenler- etmeyenler? kabul edilmiştir.
duvara bakarak deliyi oynuyoruz
tam olarak 4 kişiyiz ve üstesinden gelebildiğimiz tek şey badana
çünkü bir insan yeni bir eve çıktığında
arkadaşları tarafından sevilir
böyledir bu işler, kalleşçedir, esrarkeşçedir.
her esrarkeşin rahatça esrar içebileceği bir ortama ihtiyacı vardır
atatürk havalimanı bunlara dahil değil
cemal süreya hiç değil.

24 Ocak 2015 Cumartesi

durum düşündüğünden de rahim ve rahman olan allahın adıyla sıkıntıdayız

insanlar kendilerine verdikleri sözler üzerinden büyür
youtube videoları sağ alttaki kutucuğa tıklayıca büyür
kaplumbağalar özgür kalabildikleri ortamda
çocuklar ise zaman içinde
büyür
zaman içinde, kaplumbağa kabuğunun dışında
kanser mi 10 yaşında benmi 10
hangimiz daha hızlı büyüyecek kim bu yarışon
durum vahim kertenkeleler çoğalıyor evin içinde duvarda
olmadıklarını söyleyenler çoğunlukta
yukardan aşağı bakınca sessiz duruyor şişeler
sessizliklerini sevmiyorum
hiçbir şeyin sessizliğini sevmedim hayatımda, elektrik süpürgesi dahil
anılarıma bir tanesini daha ekleyeceğim, önce çişe gitmem lazım
yok olmayı kabul etmeli
etmeli etmeli
şıpıdık öldürmeli
karıncadır, köpektir
ne istiyorsun hayvancağızdan
terbiye edilmedik mi zaten her gün kemerle
ya da kemersiz bornozla utandırılmadık mı
ne isteniyor şu an, tam olarak şu anda?
küvetlerde kanlı kanlı, cansız cansız yatarken
bilekler ağlarken göz sanıp kendini
hırkalarım kırmızı değil o senin gördüğün
ikimizi kurtaracak kişiler
el arabasında yetiştirilmeye çalışılıyor bir yerlere
el arabasıdalar diye saygı duymuyoruz
o da bizim sorunumuz
uçuyoruz, pencereden, çatıdan
uçuyoruz, sonu gelmiyor
düşsek canımız yanacak anlayacağız hayat kaç bucak
kaç bucak
anlatsana seviyorum seni

9 Ocak 2015 Cuma

hatırlamak suç değil, biraz düşünmek lazım.

her şeyi hatırlıyorum
fakat bunları ne aleyhinde delil
ne de senden kazandıklarıma ek gelir olarak kullanacağım
sadece duracağım
uzun zamandır yapmadığım kadar duracağım
zira göller kuruyor, perdeler takıldıktan bir gün sonra bile sigara kokuyor
ben hatırlıyorum, hatırlıyorum sus şimdi haklılık sırası bende
sen benden sonra doğdun bu şehre
için acımıyorsa yalan de
ki diyorsun
ama o sırada nasıl da düşünmüyorsun; ben neden yaptım
yapmamış olmalıyıım, yapamam, yediremiyorum kendime.

sana sorarken ağaçları, bu ağaçları sen kestin demedim
bu ağaçları kesmiş olma ihtimalin var,
bu ağaçları kestiğini bana söyledin, ben hatırlıyorum
üste çıkma
yatakta çık üste, ama böyle çıkma
yalansa yalandır
beni ne ilgilendirir halbuki beni sevmeden önce kestiğin ağaçlar
ben ağaçta falan değilim beni kıran, ulaşamadığım yamaçlar
bana gülmüyorsun uyanınca, görmüyorsun diye mi?
-ben seni boşuna mı gözlüklerinle daha çok sevdim-
bana kızma seni kabuslu uykundan uyandırdım diye
ben, ben derken bile en çok seni kastettim.

kıskanmıyorum hiçkimseyi
kendime sarılıyorum sesinin annece bir sinirle yükseldiği gecelerde
sana soruyorum, suçlamıyorum
suçlu gibi panik olma
suçluysan da beni yorma
suçludur panik olan,
sinirlenen her lafa, kış depremi gibi
suçludur beni yorup da yine sana gülümseten
eksi dört derecede ayaklarımı serinleten
uyuduğun saatleri kendime ev bildim
sense uyandım diye beni mutfaklara hapsettin
seviyor olmandan şüphem yok fakat
beni bu denli sevdin diye mi en büyük yalanları
hep bana söylettin

şimdi hiç inanmıyorum sana
ne burcuna ne ruhuna
kokun beni sarhoş etmez alışık olmasam da bu durumlara
beni yok ettin,
beni yok ettin.

http://www.youtube.com/watch?v=4d8o8vNTNao

5 Ocak 2015 Pazartesi

çıplak erkin koray fotoğfafı

hesaplar şimdi kapandı
ülkenin büyük gizemleri burdaymış
aklımız burdaymış, sonsuz ordaymış
hepimiz tek bir aidiyete konuk olacağız
sonsuz var ya o sonsuz
bizden bir bok olmuyor onsuz
22 az sayı kişi babında
hepsi birbirinden yolsuz
tükenmişler
teşekkürler
tek gündüz var özlediğim
günesiz ama özgür
korkulacak kadar özgür
kirli çamaşır gibi anne
yorgun metrobüs müdavimi gibi abi
herkes gibi çocukken sarışın
her oyundan atılışım /// devlet okulu yalnızlığı
o zamanlarda da bir anlamı yoktu yaradılışın
bir yarışım vardı bbir yarışım
hepimiz dayıyız
ya da dayı olacağız
amk ne gerek var alınganlığa afedersiniz
 https://soundcloud.com/kaanbosnak/ciplak-erkin-koray

2 Ocak 2015 Cuma

İzi kaldı

"Hayatta hep mutlu olursam,hayalini kuracak neyim kalır"
-Dostoyevski

Neyse yine bir akşam babamdan arakladığım sigaraları içiyoruz Nusret'le o ara daha onların bahçesi değil buralar,kamyon yaklaştı binanın önüne doğru,babası indi içinden Mehmet amca yanında bir kaç adamla birlikte eşyaları taşımaya başladılar, biz de mahallenin yeni yetme iki genci olarak yardım ettik,keşke siktir olup gitseydik ordan ama gitmedik işte o zamanlar iyi insanlardık,eşyalar bitince babası bize beş lira verdi  kabul etmedik zorla koydu cebimize parayı,gidip sigara aldık  oturduk yine bahçenin oraya içmeye başladık.Nusret "lan oğlum kızı gördün mü nasıldı ama" dedi.Güzeldi dedim.Annesinden duydum bizim okula kaydettirmişler yarın gelir hem bizi tanıyor sayılır dedi.Evet gelir dedim.Geldide zaten ama Nusret'lerin sınıfındaydı.Neyse abi orta okul bitti onlar anadolu lisesine ben meslek lisesine gittim.Tesviye bölümünde okuyup babamın torna dükkanında çalışıyordum.Ellerimde en az hayatım kadar kirliydi.

Lise son sınıftaydık galiba bir akşam konuştuk bunla bizim mahallenin orda tepe denen yer var orda buluşcaz diye,gittim eve hazırlandım en temiz kıyafetlerimi giydim,saçımı taradım,rahmetli annemin yüzüğü elimde düştüm yola,Nusret'le Hakan'ı gördüm yolda nereye lan dediler.Hiç az bi işim var gelicem dedim.Çok önemli bi mevzu var bir saate kadar gel dediler.Neyse gittim Fatma'nın yanına yüzük sağ avucumun içinde duruyo,erkeğiz ya hani ilani aşk edip evlenme teklif edicez.Oturduk bir süre havadan sudan konuştuk,sonra bu başladı ağlamaya ama ne ağlamak,ne oldu diye kaldırdım başını omuzumdan o ana kadar aşk yaşıyoruz sanıyorum ben.Hakandan hamileyim demez mi bu.Dondum kaldım,aldırmaya para yok lütfen yardım et dedi.Hani soruyosun ya sürekli sağ avcundaki yara nasıl oldu diye,o gün oldu o kadar çok sıktım ki yumruğumu yüzük avcuma saplandı.

Koşarak yanlarına gittim bunların kızı öylece orda bırakarak,Nusret açtı kapıyı nerde o oropsu çocuğu dedim,içerdi içiyodu çok derdi varya piçin,ağzını burnunu kırdım bunun zor aldı Nusret elimden.Eve gidip para aldım geri gelip tuttup yakasından,al bu parayı siktir git yediğin boku temizle dedim,tam gidiyorken Nusret gelmedi peşimden,o an o da bitti benim için.Gittim eve sabah kadar kendimi kestim,içtim,ağladım.Sonra zaman geçti tabii askere gidip geldim,tam bir şeyler düzelir sandım bu seferde babam öldü,sattım elde kalan ne varsa geldim dedemin yanına.Böyle oldu bu yara işte hoşuna gittimi hikayesi bilmiyorum ama her şey geçti bir bunun izi kaldı.