"Tatlı ve çok kutsal bir içkidir sevgi,
Tanrım kan olarak duyumsar, bense şarap."
Wagner'in Parsifal'i La bemol major bir temayla başlar, yedi
nota boyunca temposuz devam eder, akortsuz bir arpejle yükselir, ritmik,
armonik ve melodik bir Do minör ölçüyle sona erer. Bu tema bütün prelüd boyunca
gelişerek devam eder ve yaralı Amfortas'ın sunakta sunduğu, sonrasında da ona
geri sunulan ekmek ve şarap biçiminde lütuf olarak ortaya çıkar. Temanın
prelüd'e hakim olmasının sebebi; Aşai Rabbani'nin anlamı sözlerle ya da
eylemlerle değil müziktedir. Müzik dramayı, dışında Prelüd'ün uzun senfonik
tefekküründe gelişmiş bir duygu katar.[rS]
Otobanın ortasında çakılı kalmaya mahkum olduğumuz an
fiksasyonlara benzer.
Seyahatin sonuna yaklaşırken aynı Aşai Rabbani ayini gibi
"zamandan bağımsız olanın zamanla kesiştiği bir nokta" dayız.
Seyahatin her anı, aslında inanç eşiğinden çıktığımız andır. Gişeleri geride bırakırken dünyayı
bir cehennem olarak görmeye başlarız; bir cehennem ki insanın başka birinin
şeytanı olmak zorunda olması yüzünden Dante'nin cehennemini bile aşar.
Arabalı vapurdan Deniz'in öbür tarafına geçerken kıyıdan son
bir kez varlığın kalbine bakmışızdır.
İşte seyahatin sonlanması budur.
Aynı
Hıristiyan tasavvuruna göre İsa'nın kurban edilmesinde hayat bulan özlem gibi
sözlere dökülemez bir an. Ancak ve belki müzikle fark edebileceğimiz.
Seyahatin sonunda müziğin açtığı kesitten agape ilkesine
yönelebiliriz. Yani dostluğun zevk verdiği münasip bir sığınak bulmak ve içinde
kuytu ve yassı olarak zamanı seyrelemek için.
Etrafta kol gezen çılgınlıktan
kaçıp düşünmenin mümkün olduğu bir evren bulma hayalidir, vapurun köşesinden sonsuzluğu boylamak.
Ancak şehrin en büyük acısına tanıklık edebilmek için erken
aşamalarda öğrendiğimiz şey "var olabilmek kafayı çekmek demektir"
ilkesidir.
Geri döndüğünüz beşeri dünyanın en ücra köşeleri dahi keşfedilmiştir.
Fakat ayrıldığım ve geri döndüğüm şehrin aynı olmadığını varsayarak
söyleyebilirim ki, kurmaya çalıştığımız sistem ancak yok olmayı seçtiğimizde
anlam kazanacaktır. Otobandaki çizgilerin kaydettiğiniz hızdan birbirlerini silmeye başladığı andaki gibi.
Dönüş yolunda unutulmaması gereken, kişiliğimiz un ufak
edilirken, dağılan parçaların bir gün birleşip fildişinden bir kule olabileceği
ihtimalidir.
Bu noktada "Her birimiz kendi kurduğumuz hayaliz sadece"
diyerek geri dönmeyi seçen adam, belki de kendi en yüce dramanın kahramanı olmayı sürdürmek zorundadır.
(LCO!12 bayram trafiği ayini: disonans'a gönderge)
(LCO!12 bayram trafiği ayini: disonans'a gönderge)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder