korkularıyla yüzleşemiyor insan çocukluğu ağaçlara takıldığında
kıyısında ateşler yanan sahil kasabasının
tek gecelik, toz halinde küçük poşetlere konmuş iskeleleri
ikimize de yalnızlığımızı gösteriyordu
hem de parmakla; ayıptır.
üşümüyorduk ama ikimizdik
ay en çok sana yansıyordu doğduğunda
kanlı tutulmalara karşı pek direnemedik
düşününce az zamanda ne çok yer gördük
sevgimizi dövdük, otellerde ağladık
oysa birbirimize ettiğimiz her kötülüğü
her yalanı; yani tüm mutsuzluklarımızı birleştirince
ortaya kocaman bir mutluluk çıkıyordu; biz olmak
geç anladık
küçük şişelere konmuş sevgili özleminle
beni elbette ki anarsın
bir yandan yücesin, büyüksün
diğer yandan en çok kalbime yüksün
ama nasıl sevdim ben seni
hani tenefüsü bekler gibi
ilkokuldan hatırlarsın
ikimiz için doğru bir zaman olmayacak
ne zaman bir araya gelmeye çalışsak
dünyada çok kötü şeyler olacak
mesela seller, depremler ve doğalgaz patlamaları
mutluluk için söylenen beyaz yalanlara kan bulaştı; şimdi tabutumu taşıyorlar
güzel annem, güzel kardeş, güzel sevgilim
hanginiz hanginizsiniz pek emin değilim
hayallerim geçmişte kaldı,
kanıma umutsuzluk karıştı
siz de umarım bir gün beni affedin.
1 yorum:
Korkularımız , bir bekleyişti kimi zaman biz değilmiydik kaybolduğumuz da mutlu olan daha kaybolduğumuz da umutsuz olan, mevsimleri bile kişiselleştirdik, kanımızda ki hüzünü şiirlere sözlere yazdık ama kimse anlamadı kimse anlayamadı. Elvedalar bir şeyin bitişi gibi varoluşuydu. Yada umut arıyorduk yada bir dert ortağı... Yazınız için teşekkürler çok güzel yazmışsınız
Yorum Gönder