Sayfalar

28 Ağustos 2015 Cuma

2004 şubat

İstediğin gülleri çalamadın bahçenden
Şimdi kendini suçluyorsun da
O gülleri sana dikmedi kimse
Sen sana dikileni sevmezdin zaten gözün fazla toktu
Sana senden doğrusu yoktu
İkinci ismini unuttuğun sınıf arkadaşların
Doğum günlerinde sana çorap alırdı
Sen kimseye gülmedin bile
Annen bacaklarını ovardı, annen sana gül gibi bakardı
Hepsi birden gitmedi ya
Çoraplar vardı ya, hani çoraplar
Şimdi aniden aldığım kararlar var, 
seçim yaptın ya ilk kez hayatında
Hadi arkasında dur bakalım;
Küfür et sarhoş ol sıkılmadın mı hala
Adam ol, ama adam demeleri için değil
Kendin için
O şekilde unut varlığını bazı iki hecelilerin,
Zarardan başka bir şey vermeyenlerin,
Göğünü toprağını bilmeyenlerin
Sana mı kalmış zaten amına koyduğunun dünyası da
Sen kendine çalış, kendini sev, kendini döv
Kendindir bulabileceğin en doğru yön
Bırak anneyi kadını ortaöğretimdeki gülizar hocayı
Bir kendini gör bir kendine dön
İhtiyaç duyduğundan mı sandın gözlerin
Sana senden gayrı sen mi vardın
Sırf genetikle mi bizi bir arada tutardın
İhtiyacım yok yalana, yalandan bağlılığa
Ben bazen kadın, bazen deniz
Bazen de balık tutardım
Sana tutulduğum gün yeteneksizce utandım

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Unuttuğum


Dünyanın duvarlarına çarpıyor bütün umutlarım,her şey ve herkes ahir zamanın kıskacı arasında.Son nefesini verirken çırpınan bir balık gibi zaman,herkes bir oltanın ucunda.Ben mi ? ben ne istiyorum ki ? Ne bekliyorum,yağmur düşerken damları ardına çocukluğumun yırtıklarından su giriyor içeriye.Koşarak uzaklaşıyorum.Arkama bile bakmıyorum.Bütün sorunlardan böyle kaçtım ben işte,okulu da böyle bıraktım zaten.Sigarayı saymazsak çoğu şeyi bıraktım sayılır.Sevmeyi,özlemeyi,yaşamayı.Elim sigaraya uzanırken, karşımda duran güzel bir kızın kalbimi gereğinden daha fazla zorlamasını unuttuğum geldi aklıma.Sonrasın da sevmeyi unuttum.Sonra çocukluğum,annem,babam,lise yıllarım geldi aklıma,bir daha aynı tadı vermeyen sofralar.Babamın dört numara gözlükleri,gereksiz merasim ve samimiyetle geçen lise yıllarım.Bir sigara daha yaktım çünkü özlemeyi unuttuğum geldi aklıma.Başın dik gezebilmeyi özlediğim,zihnimi tırmalayan anlamsızlıkların acıları geldi sonra.Bir dost sesine hasret oluşum.Tek başına kadehi masaya vuruşum,samimiyetsizlikten uyuşan ellerim,içten bir kelama duyduğum hasretin eksikliği.Son sigaramdaki o acı tat geldi aklıma,Sonrasında yine yaşamayı unuttuğum.

18 Ağustos 2015 Salı

Öldi mu

İnsan insandan soğuyordu
Bu konuda herkese hak veriyordum 
Ama gündüzün en yorgun perdesi 
Hep benim odama indi
Oda diyorum, perde diyorum 
Sen de anlıyordun bazı şeyleri
Ben tekmeleri kendime atıyorum.

Sen kendine tükürüyordun
Yoruluyordun artık göğe bakınca
Göğü odandaki ayna mı sanıyordun
İşte Romatizma tam da burada
Sıkıldım insandan bir seni özlüyordum
Özlüyordum ama -sen de biliyordun-
Artık seni istemiyordum
Hayat diyordum,
Sen karma diyordun
Karmayaydın beni daha fazla, yoruyordun

Durum buydu sevdiğim, 
hayat da bir şekilde bu
Ben senin ne hallerini gördüm 
artık sence umrumda mu?
Biliyordun görüyordun ve arttırıyordun
Yaşadıklarımız o kadar da bir babanın sonucu mu?

13 Ağustos 2015 Perşembe

Bizim elimizde

Yok olmakta var sonunda
Ya da sevdaya tutunmak,
Tutunup da bırakmamak o güzel günleri.
Hiç yaşamamak bile mümkünken
Hayal etmek bile can acıtmıyorken,
İşliyorken tüm zamanlar birbiri ardına
Ellerimiz hala can çekişmiyorken başka avuçlarda
Düşlerimiz de ölmekte bizim elimizde;
Yanyana ölmekte.

O zaman unutunulacak belki tüm acılar
Uğruna yağmalanmış bütün kalpler duracak.
Sessiz bir karanlık saracak her yeri.
Tel tel dökülecek her yere yalnızlık;
Gün ağırırken şafağın koynunda.
Göz yaşlarımız hala karışmamışken başka kadehlere.
Düşlerimizde ölmekte bizim elimizde;
Yanyana ölmekte.

7 Ağustos 2015 Cuma

yaz geçer

En coşkun çağıydı suyun
İnemedim arabadan, kaldım
Önceden haber edilmiş her şeye karşılıksız inandım
Mavi bir muhabbet kuşuna;
İkinci kattaki güzel komşuma 
Ellerini her bacaklarına koyuşuna
Turuncu paketler aldım.
Bak bu duvar rutubetten
Bak bu tüfek dün geceki nöbetten
Şu an aşağı düşüyorum
Bunaldım da İttim kendimi, 
hiçbir anlam ifade edememekten. 
Biz belki seninle bir sahilde tekrar oturmayız, oturmayalım.
Belki benimle bir daha o kadar çok ilgilenmez işportacılar
Sorular sorulduğunda kaçmaya başladığın cevaplardayım 
Sende benimkinden çok daha büyük bir acı var. 





5 Ağustos 2015 Çarşamba

O an ki anlamlar

Çok çarpık zamanlar bunlar
Ya öleceğiz ya seveceğiz
Ya da en basitinden gideceğiz bu diyardan
Gitmenin çözüm olmadığını bile bile
Yeni bir güneş doğacak belki de ayrıldığımız vatanımıza
Kavurcak her yeri masmavi ölümler
Derinlerden gelmeyecek bir ah sesi
Duymayacak kimseyi o an insan
Tek başına duygularına sarılı halde ölü bulunacak
Faili meçhul bir ölüm saracak her yeri

Aslında yine yaşanacak aynı şeyler
Yine aynı şekilde devam edecek hayat
Kimse anlamayacak bir suratta neler asılı olduğunu
Herkes sadece işine yarayan şeyi alacak ömründen
Yalnızlığın dayanılmaz kasveti indirilecek yine daha yeni sarmalanmış rafından
Unutulmayacak o zaman en güzel anlar
Akan kanlar kurumayacak,hala yaşanacak özlemi bazı şeylerin
Yine gelecek..
Faili meçhul duygular saracak her yeri